Net olmayan iş beklentileri, aşırı faaliyet, stres, uzun mesai saatleri, iş ile özel hayat arasında dengesizlik, kontrolün elden gitmesi… Bunlar gibi birçok faktör iş ortamında strese sebep olur. Kendimize stres faktörleriyle başa çıkabildiğimizi söylesek de bir gün vücudumuz bu günlük yaşamı artık kaldıramamaya başlıyor. Buna tükenmişlik sendromu deniyor.
İlk olarak, stres tehlike anlarında vücudunuzu kolaylıkla hazır hale getirmek için vardır ancak endişelendiğimiz durumlarda da ortaya çıkar.
Stres yaşadığımızda vücudumuz üç farklı hormon üretir: kortizol, adrenalin ve noradrenalin. Kortizol, kan şekerinin yükselmesine sebep olur ve böylece vücuda kullanıma hazır büyük miktarda enerji sağlar. Adrenalin ve noradrenalin ise vücudu hızlıca tepki verebilecek hale getirir. Buna “savaş ya da kaç tepkisi” de denir. Aşırı veya uzun süreli stres vücudunuzun, istemli olarak yapabileceğinin ötesinde işlev göstermesine sebep olur.
Sonuç olarak bu durum, çeşitli fiziksel belirtilere ve rahatsızlıklara veya tükenmişlik sendromuna sebep olur. İş yerindeki aşırı iş yükü veya yeterince takdir görmemek gibi stresli durumlar mükemmeliyetçilik, aşırı sorumluluk duygusu ve işkolik olma gibi kişisel özelliklerle birleşince ortaya bu tablo çıkabilir. Tükenmişlik sendromu yaşadığınızda işinize ilgi duymazsınız ve kendinizi sürekli olarak huzursuz ve gergin hissedersiniz. Ayrıca çoğu durumda fiziksel belirtiler gösterir, konsantrasyon sorunları ile unutkanlık yaşarsınız. Diğer etkileri arasında ise kendinizle ailenize çok az zaman ve enerjinizin kalması, artan ilaç kullanımı, yüksek tansiyon, kalp krizi ve felç bulunur. Tükenmişlik sendromu yaşıyorsanız bir doktora görünmeniz çok önemlidir. Terapide psikoloğunuz, tükenmişlik sendromunun ortaya çıkmasına katkıda bulunan faktörleri inceler. Kendinize daha iyi bakmayı ve işiniz ile özel hayatınız arasında daha iyi bir denge kurmayı öğrenirsiniz. Ayrıca çevrenizdekilerden de destek isteyebilirsiniz, yolunuza devam etmenize yardım edecek ve sizi cesaretlendirecek birileri her zaman vardır.