Japonya’nın nüfusu 2011 yılında azalmaya başladı (127 milyon yerli halk) ve Ulusal Nüfus ve Sosyal Güvence Araştırma Enstitüsü’ne göre 2050 yılı itibarıyla 100 milyona düşebilir. Bu kayda değer düşüş, yaşlı insanların nüfusun toplamı içindeki oranının artması ve/veya doğum oranının azalması ile ortaya çıkan “yaşlanan nüfus” kavramından kaynaklanıyor. Japonya bu trendi tecrübe eden ilk ülke oldu, fakat günümüzde tüm gelişmiş ülkeler bu sorun ile karşı karşıya.
Üniversitenin İktisat Fakültesi tarafından yapılan araştırma, yaşlanan nüfus sorunu ile karşı karşıya kalan devletlerin önünde zorlu bir görev bulunuyor: Ekonomik büyümeyi sürdürürken yaşlılara sosyal güvenlik ve kamu hizmeti sağlamak. Düşük doğum oranlarıyla birlikte, yaşlıların oranı arttıkça, nüfusun pazarda aktif olan kısmının oranı azalıyor. Zaman ilerledikçe çalışanlar giderek artan bir şekilde sosyal güvence ve haklara katılmak zorunda kalacaklar.
Bir Takım Umutlar
Bazı faktörler sayesinde, piyasadaki bu umutsuz geleceği bir nebze olsun telafi etmek için çalışanların verimliliğinin artacağını umabiliriz. Mesela yaygın öğretimin artması, böylece becerilerin de gelişmesi ile birlikte teknolojik gelişmenin çalışanların performanslarını yükseltmesi. Fakat küresel olarak baktığımızda bu, endişelerimizi gidermek için yeterli olmayacak.
Kamu kuruluşları, yaşlanan nüfus meselesi ile başa çıkmak için bir dizi reform yapmayı düşünüyor: emeklilik yaşını yükseltmek, düşük gelirliler için emeklilik maaşları, emeklilik maaşı ve sağlık güvencesi sağlayarak özel sektörün önemini artırmak, emeklilik maaşlarını karşılayabilmek için gelir vergisini artırmak… Ayrıca bazı ülkeler, çocuk yapan ailelere maddi yardımda bulunarak (Rusya) veya okul öncesi eğitimi ücretsiz hale getirerek (Japonya) vatandaşlarını çocuk yapmaya teşvik ediyor.
İş yerlerindeki otomasyon sayesinde teknolojiler de otomotiv gibi insan gücü eksikliğinin hissedildiği sektörlerdeki boşlukları doldurabilir. Ayrıca robotlar yaşlı insanlara yardımcı olabilir. Japon hükümeti bir süredir, 2025 itibarıyla öngörülen 380.000 kişilik kalifiye işçi eksikliğini gidermek için yaşlılar için bakım robotlarının gelişimini finanse ediyor. Yaşlanan nüfus, özellikle de ticari pazarlarda belirsiz bir geleceği beraberinde getirdiği için endişe verici bir durum olabilir, ancak çözümleri de mevcuttur. Geleceğimiz illa ki kaostan ibaret olmak zorunda değil.